Birkaç yıldır "Nesnelerin İnterneti" (IoT), dijitalleşme söz konusu olduğunda sıkça dile getirilen bir deyim olmuştur. Sadece teknoloji meraklıları için değil, iş dünyası açısından da kesinlikle ele alınması gereken bir konu. IBM veya Cisco Systems gibi büyük oyuncular uzun süredir IoT ile uğraşıyor ve bunun iyi bir nedeni var. Ancak otopark sektörü gibi genellikle IoT ile ilişkilendirilmeyen iş sektörleri bile bundan önemli ölçüde faydalanabilir.
Kısaca ifade etmek gerekirse IoT, fiziksel nesnelerin kamuya açık veya kamuya açık olmayan bir ağda birbirine bağlanması ve birbiriyle iletişim kurması anlamına gelmektedir. Fiziksel nesneler arasındaki bu bağlantı, park tesisleri de dahil olmak üzere şirketler için büyük faydalar sağlıyor.
Nasıl fayda sağlayacak? Bir park tesisindeki bariyerlerin, otomatik ödeme makinelerinin ve diğer tüm cihazların birbirine bağlı olduğunu hayal edin. Bir adım daha ileri gidelim: cihazlar aynı zamanda park tesisinin yazılım sistemiyle de iletişim kurar. Bu, tüm donanım ve yazılım bileşenlerinin birbirleriyle ve nihayetinde kullanımı kolay bir arayüz aracılığıyla operatörle iletişim kurması anlamına gelir.
Bu şekilde, operatör park tesisinde neler olup bittiğini her an bilir. Giriş kolonunda kağıt bilet kalmaması gibi sorunlar anında belirtilir ve hızlı bir şekilde çözülebilir. Hepsinden iyisi - ve bu IoT'nin en önemli avantajlarından biridir - harmanlanan bilgiler yalnızca sabit bir kontrol masasında gösterilmekle kalmaz, aynı zamanda bir mobil cihaza da iletilebilir.
Otopark sektörü için IoT konseptini daha da ileri götürerek, bireysel park tesisleri de birbirine bağlanabilir ve uzaktan yönetilebilir. Sonuç olarak, çok tesisli otopark tesislerinin işletmecilerine, tüm tesislerdeki temel rakamlar ve sistem olayları hakkında aynı anda genel bir bakış sağlanabilir.
Tüm bu sorular, birleşik yapıya hızlıca göz atarak yanıtlanabilir izleme ve kontrol uygulaması, dünyanın neresinde olursa olsun tüm otoparkların ve tüm tesislerin tüm cihazlarını kapsıyor.
Ancak IoT konsepti, tesislerin izlenmesi söz konusu olduğunda otopark endüstrisi için daha da fazla fayda sağlıyor. Servis görevlerinin yerine getirilmesinde de yardımcı olabilir. Sonuçta, birbirine bağlı cihazların ve yazılımların işletilmesi ve bakımı çok daha kolaydır.
Tüm bunlar "bariyeri aç" gibi basit komutların çok ötesine geçer. IoT bağlantısı, doğrulanmış güncellemelerin kurulum için park yönetim sistemine gönderilmesine de olanak tanır. Bu şekilde sistemler ek çaba gerektirmeden güncel tutulabilir ve yazılım hataları hızla giderilir. Bu mümkündür çünkü güncelleme paketleri IoT ağı üzerinden de dağıtılabilir ve bizim aracılığımızla anında kullanılabilir hale getirilebilir Dijital Yazılım Teslimatı hizmeti.
Tüm bunlar, otopark sektörünün bir kenara itilmediğini, diğer IoT odaklı işletmelerle aynı ligde oynadığını gösteriyor. Çünkü akıllı IoT konseptleri yalnızca park tesislerini izlemeyi, kontrol etmeyi ve güncellemeyi çok daha kolay hale getirmekle kalmaz, aynı zamanda geleceğin mobilite merkezleri olarak park tesislerine yönelik artan talepleri karşılamanın da anahtarıdır.